Ahmet ve Remziye Çatlı’dan olma Abdullah Çatlı, 16 Nisan 1956 Nevşehir-Merkez doğumludur. Nüfusa 1 Haziran 1956’da geçirilmiştir. Hane numarası 84; Sahife 155; Cilt 25. Sırasıyla kardeşleri: Zehra (Yedi aylıkken yüksek ateşten vefat etmiştir), Mediha, Hadiye, Abdullah (kendisi), Zeki ve Hülya. Hepsi hayattadır. Nevşehir’de yaşamaktadır. Evli ve çocuk sahibidir.
Nevşehir Gazi İlkokulu’na başlar.
Nevşehir Merkez Ortaokulu’na başlar.
Nevşehir Merkez Lisesi’ne başlar.
Küçük yaşlardan itibaren ailesinin yanında çalışmaya başlar: nakliyecilik çimento-araba lastiği-tüp pazarlama. Ortaokul döneminde bir yakınlarının yanında cam işi de yapar.
Nevşehir Genç Ülkücüler Teşkilatı’nın yönetiminde bulunur.
Nevşehir Ülkü Ocakları yönetiminde bulunur.
Meral Aydoğan ile evlenir. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi, İktisat-Maliye Bölümünü kazanır. 1978’de üçüncü sınıfa başlar ama dönemin siyasi olayları sebebiyle mezun olamaz.
Meral ve Abdullah çiftinin ilk kızları Gökçen doğar. Ülkü Ocakları Genel Merkez Yönetim Kurulu Üyesi seçilir.
Ankara Ülkü Ocakları Başkanı olarak resmi görevde bulunur.
2 Nisan 1978 tarihinde Ülkü Ocakları Derneği Yedinci Olağanüstü Kongresi'nde, Ülkü Ocakları Asil Üyeliğine ve Ülkü Ocakları Genel Başkan Yardımcılığına seçilir. 15 Nisan 1978 tarihinde Ankara Büyük Yürüyüşü organize ederler. Mayıs ayında Ankara Valiliği Ülkü Ocakları'nı kapatma gerekçesiyle suç duyurusunda bulununca, Abdullah Çatlı'nın içerisinde yer aldığı yönetim kadro Ocağı fes etme kararı alır. 1978 sonu itibariyle Dr. Bedrettin Cömert ve Türkiye İşçi Partili cinayetleri ardından hakkında nereden çıktığı belli olmayan dedikodular ve sözlü ithamlar dönemi başlar. Cömert olayı dolayısıyla 23 Ağustos 1978'de Sakarya'da ifadesine başvurulur. Serbest bırakılır. 7 TİP'li olayı dolayısıyla 8 Kasım 1978'de Adapazarı'nda karakolda ve İstanbul Gayrettepe Emniyet Müdürlüğü'nde ifadesine başvurulur. Serbest bırakılır. Ülkücü Gençlik Derneği'ndeki görevi devam etmektedir.
Meral ve Abdullah çiftinin ikinci kızları Selcen doğar. Hukuken şahsına yönelik aranması olmasa da MHP ve Ülkücü Harekete yönelik genel suç duyurusu sebebiyle, Ekim 1980'de zorunlu olarak Bulgaristan üzerinden Avrupa'ya göç eder.
Şubat 1981'de Türk Resmi makamlarınca çıkarılan tutuklama kararı ile aranmaya başlar. 8 Ekim 1981'de (Şehit Mustafa Pehlivanoğlu'nun idam edildiği tarihin yıldönümüdür) 7 kişilik bir Ülkücü gruplar, devletten bağımsız ASALA terör örgütüne karşı mücadeleye başlar.
22 Şubat 1982'de İsviçre-Zürih'te kimlik kontrolünde polisin şüphesi üzerine tutuklanır. Üzerinde Mehmet Saral adına düzenlenmiş bir kimlik ve pasaport vardır. Üç günlük gözetim ardından serbest bırakılır. 22 Şubat 1982'de ASALA mücadelesini resmi kurumlarla ortaklaşa idame ettirir. ASALA mücadelesi sebebiyle Avrupa ve Orta Doğu'ya kısa süreli seyahatler yapar. ASALA'ya karşı resmi birimlerimizle mücadele etmeye başlaşdıktan hemen sonra 4 Mart 1982'de İnterpol tarafından aranmaya başlar. Eylül 1982'de ailesini yanına alır ve Avrupa'da (Fransa Poitiers ve Paris'te uzun süreli; Almanya, İsviçre, Belçika ve Hollanda'da) kısa süreli bulunurlar.
Ekim 1984'de ASALA'ya karşı yürüttüğü operasyonlar sebebiyle ismi deşifre olmuştur. Resmi mercilerin düzenlemiş olduğu yeni pasaportları almak üzere verilen adrese gider. Uluslararası istihbarat birimlerinin kurduğu komplo ile gözaltına alınır. Suçlama asılsızdır. Mahkemeye tanık olarak getirilen terör sempatizanlarının verdikleri ifade ile Hasan Kurtoğlu kimlikli Abdullah Çatlı’ya 15 yıllık rekor bir ceza verilir. Paris La Santé Cezaevi’nde yatar. Buradan üç kere firar teşebbüsünde bulunur, başarılı olamaz.
La Santé Cezaevindeyken ASALA operasyonlarını açık görüşüne gelen eşine ilettiği bilgilerle yönetir. Dışarıdaki altı ülküdaşı operasyonları sürdürür. 1985 yılında ASALA terör örgütü çöker. 1985’de sanık değil tanık sıfatıyla İtalya’daki Papa duruşmasına davet edilir. Verdiği ifadeler akabinde Türkiye gibi bazı ülkücü isimleri bu meseleden arındırır.
İsviçre’ye iade edilir. Sırasıyla Zug ve Bostadel Cezaevlerinde yatar.
15 Mart 1990’da Bostadel Cezaevinden altı kişiyle firar etmeyi başarır. 19 Mart 1990’da ailesinin yanına, Paris’e geçer. Nisan 1990’da Türkiye’ye giriş yapar. Mayıs 1990’da ailesini yanına aldırır. 1990’la birlikte ASALA’nın devamı PKK ile mücadele eder. 1990’la birlikte Dr. Sadık Ahmet’le hareket eder ve Batı Trakya Türklerin Davasına destek olur. 1990’la birlikte Cumhurbaşkanı Ebulfez Elçibey ile Azerbaycan’daki siyasi gelişmeler ve Türklere yönelik soykırıma karşı bölgede çalışmalar yürütür. 1990’la birlikte Doğu Türkistan’daki esir Türklerin yurda getirilmesini ve yaşam idamelerini sağlar. 1990’la birlikte Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin varlığını destekleyen çalışmalara öncülük eder. 1990’la birlikte Dış Türklerin liderleriyle temasa geçer. 1990’la birlikte GSC, Sultan Tekstil, Baysa şirketlerinde ticaret yapar.
3 Kasım 1996’da Susurluk mevkiinde suikasta uğrar. Otopsi yapılmaksızın defnedilir. Kabri Nevşehir Kaldırım Mezarlığı’ndadır.